Akla Kara ‘Ne Seninle Ne Sensiz’ diyor

0

 

Akla Kara ‘Ne Seninle Ne Sensiz’ diyor

Akla Kara Tiyatrosu yeni sezonda ‘Ne Senle Ne Sensiz’ adlı komediyi sahneye taşıyacak. Oyunun yönetmeni Savaş Ödural ve oyuncuları; Zeynep Gülmez, Yosi Mizrahi, Buket Dereoğlu, Fatih Gülnar ile oyun ve komedi oyunculuğu hakkında konuştuk.

Sabit Doğan
Sabit Doğan

Oyun hakkında ne düşünüyorsunuz nasıl başladınız?

Yosi Mizrahi: Evlilik müessesine hiciv yolu ile bakan ciddi bir oyun… Evliliğin bir ödün verme kurumu olduğunu, devam ettirmek için çiftlerin birbirine anlayışlı olması gerektiğini anlatan bir komedi. Sulu bir komedi değil ama… Karekterler sağlam… Hepsinin söylediği çok doğru sözler var.

Ekip ile nasıl kaynaştınız?

Yosi Mizrahi: Buket ile daha önce hem televizyonda hem tiyatroda beraber çalışmıştık. Zeynep Gülmez ve Fatih ile de bu oyunda yeni tanıştık. Keyifli bir dört kişinin elektiriğinin sahneden seyirciye geçeceğine inanıyorum… Çünkü bir tiyatro oyunun başarılı olabilmesi için üç altın kuralından biri; ekibin çok iyi anlaşabilmesi, kulisteki huzur, turnelerin keyifli geçmesi…

Akla Kara Tiyatro’nun komedilerdeki başarılarını ve sizing de iyi bir komedi oyuncusu olduğunuzu düşünürsek şunu sormak isterim; tiyaroda bir alanda uzmanlaşmak mümkünmü? Yani oyuncuları komedi, dram oyuncusu gibi türlere ayırabilir miyiz ya da bir oyuncu her rolü oynamalı mıdır?

Zeynep Gülmez: Dram ile komedi oynayan arasında fark yok… Oyuncu olduğumuz için hem dram hem komedi oynamak zorundayız. Şöyle bir durum da var; bazı oyuncular çok daha iyi komedi yapıyorlar. Kabare yapanlar komedinin matematiğini çözmüşler. Komedi biraz matematik işi… Güldürmek daha zor. Dram daha basit gibi.

 

 

Komedi de bir zamanlama sorunu var, zamanını kaçırmamanız gerekiyor gibi mi?

Zeynep Gülmez: Hele ki ülkemizin bu problemli zamanlarında bu dönemde insanların çok gülmeye ihtiyacı var. Hem hoş vakit geçirecekleri hem de kendilerinden bir şey bulacakları, bütün evlilerin ‘bizim hikâyemiz diyeceği bir oyun sergiliyoruz. Hatta bütün evlenecek olanlar bile ‘bunları mı yaşayacağız’ diyecekler,.

Karakterler hakkında bir ön çalışma yaptınız mı?

Zeynep Gülmez: Etrafımızdakileri çok gözlemledik. Herkesin evlilik hayatında bir sürü anısı var. Evlilik aslında bir macera … Boşanmış insan aslında evlilik konusunda daha tecrübeli oluyor ve bir olgunluğa erişir. Hele ki bir iki evlilikten sonra… Evlilik hayatını farklı güzel bir dille anlatıyor. Oyunda Yosi ile didişmeli ve çekişmeli bir evlilik hayatını sahneye taşıyoruz. Bu arada biz de bütün stresimizi atıyoruz.

ne-7

Akla Kara’nın da bir komedi birikimi var, bunun katkısı ne?

Yosi Mizrahi: Her ne kadar komedi ile başlamış olsalar da. Altı yılda ‘Karar Kimin’, Cyrano, Kelebekler Özgürdür’ gibi dramları da sahnelemişler. Çarkı doğru kurmuşlar. Bir durum komedisi diyebileceğimiz bizim oyunun da bu sene için doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum.

Savaş Özdural ile çalışmak nasıl?

Yosi Mizrahi: Çalışması kolay, keyifli bir adam. Oyuncuyu serbest bırakıyor. Taşları yerine oturtmasını biliyor, fazlalıkları tırpanlamayı da biliyor. Yönetmenimizden memnunum. Elbette, yıllardır yaptıkları komedilerin bir etkisi olmuştur. Bir şey yapmak kolaydır ama önemli olan bunu sürdürebilir hale getirmek.

Dizilerde de rol alıyorsunuz, tiyatroda sizi çeken nedir?

Zeynep Gülmez: Ne kadar uzak kalmak istesem de tiyatro beni çekiyor. O beni bırakmıyor. Bu kadar dizide yer almama rağmen, her sezon sahnede buluyorum kendimi. Bu sene yapmıyorum desem de bir şekilde kendimi oyunun içinde buluyorum. Çoğu insan televizyonu tercih ediyor. Tiyatro ile diziyi birlikte götürmek çok zor. O zaman mecburen diziyi seçmek zorunda kalıyorlar. Ikisini bir arada yapmak büyük bir özveri gerektiriyor.

Akla Kara’da dördüncü oyunu Buket Dereoğlu’nun, siz bu oyun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Buket Dereoğlu: Metin çok önemli ama bana göre oyuncular metinden daha önemli. Dünyanın en önemli metni olsa da siz canlandıramadığınız sürece o hiç bir şeydir. Bir karakter oluşturmamız gerekiyor. Bu karakterin de bir şey ifade etmesi seyirciyi güldürmesi gerekiyor. Bilet alıp gelen insanların menun ayrılması gerekli.

Rolünüze çalışırkan özel bir yönteminiz var mı, neler yaparsınız?

Buket Dereoğlu: Hiçbir özel tekniğim yok. Özel olan sadece kendi kurgularımız. Yönetmenin belirlediği doğrultuda karakteri yansıtabilmek. Çalışma şeklim herkesin olduğu gibi benim de farklı. Ben daha çok işin sonuna doğru karakteri çıkarmayı, üstüne bir şey eklemeyi severim. Provada başka bir şey bulmayı. Birinci günden itibaren sıfırdan bir şey çıkarmaktan ziyade üstüne her provada başka bir şey koymak. Belki bambaşka bir şey çıkarmak.

Siz özel bir komedi oyunculuğu olduğunu düşünüyor musunuz?

Buket Dereoğlu: Ben öyle bir şey olduğuna inanmıyorum. Bazı oyuncuların üzerine belli karakterler yapışmıştır. Bana da baktığınız zaman diziden kaynaklanan aptal sarışın rolü var. Bu komedi oynar. Bunu böyle bir rolde hiç oynamamıştır diyenler de oluyor. Geçen yıl oynadığımız ‘Kelebekler Özgürdür’de olduğu gibi. O yüzden bence öyle bir ayrım yok. O işin süsü gibi geliyor bana. Oyuncu şoför gibidir, hangi arabaya binersen bin onu süreceksin. Oyunu bitiş noktasına götürecek, içindekileri de kaza yapmadan finale taşıyacaksın. Bizim işimiz bu. Ne veriliyorsa onu bir şekilde parlak bir şekilde çıkarmak.

Özel tiyatrolarda oyunlar ve topluluklar sürekli değişiyor… Akla Kara kurumsallaşmış, profesyonel çalışan bir tiyatro… Bir oyuncunun kurumsallaşmış bir tiyatroda oynamasının oyuncuya katkıları nelerdir?

Buket Dereoğlu: Biz 156 koltuğa sahibiz. Yaklaşık %80 oranında bir doluluk oluyor. Her sezonda 2-3 oyunun oldu her oyun kendi koltuğunu doldurdu… Bu demek oluyor ki seyirci seni, oyuncularını ciddiye alıyor… Burada oynadığım oyunda verdiğimin emeğin maddi manevi karşılığını alıyorum.. Beni üzecek teknik anlamda bir kirlilik yok. Seçimlerimi de bu noktadan bakarak yapıyorum.. Ayrıca burada daha eski oyuncusu olduğum için, alıştığım için kendimi daha rahat hissediyorum. Buranın nasıl bir tiyatro olduğunun örneği sayılırım.

ne-1
Zeynep Gülmez-Yosi Mizrahi

 

Oyunda nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Buket Deroğlu: Hayatta bir türlü aradığını bulamayan evde kalmış bir kadını oynuyorum. Erkeklere güvenemediği için önyargılarından sıyrılamayan biri. Hep ön yargılı bakıyor. Biri ile karşılaşıp evlendikten sonra evlileri boşanmaya götüren olayları tek tek yaşamaya başlıyor…

Fatih Gülnar Trabzon Devlet Tiyatrosu’ndan gelip İstanbul’da bir özel tiyatroda (Akla Kara Tiyatro’da)  sahneye çıkıyorsunuz. Farklı oyunculuklar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fatih Gülnar: Ben bu konuya önyargılı yaklaşmıyorum. Bazıları Shakespeare oyunculuğu, Brecht oyunculuğu gibi bir uzmanlık alanlarına girebilirler ama ben ona katılmıyorum. Oyunculuk oyunculuktur. Değişik tarzlar muhakkak var. Stanislavski’den itibaren değişik kollara ayrılmış. Çok metot var. Oyuncunun bunu bilmesinden daha doğal bir şey yok. Hepsine hakim olmalı ve kendi derisine büründürmeli. Shakespeare oynadığımız zaman sokak ağzı ile konuşamayız, çünkü orada şiirsellik, bir bilgelik var. Bir tür dil anlatım sanatı vardır. Çehov oyunlarına baktığımız zaman gerçekçi bir anlatım vardır. Brecht oyunlarında çok farklı bir üslup kullanılır. Bunlar oyuncunun elinde bir lastik gibi evirip bükülmeli. Oyuncu bu tarzların hepsine hakim olmalı ki yönetmen şunu istiyorum dediğinde oyuncu onu kolaylıkla kullanabilmeli.. İyi bir malzeme verebilmeli..

Oyunda nasıl bir karaktere hayat vereceksiniz?

Fatih Gülnar: Soyadından anlaşılacağı gibi Ragıp Soysuz diye birisini oynuyorum. Mutlu neşeli, heyecanlı, biraz çapkın, gözü sürekli dışarda, hiç evlenmeyen erkeklere karşı önyargıları olan bir kadın ile tanışıyor. Oyunumuz durum komedisinden daha ziyade söze dayalı. İlişki komedisi denir bu bu tarza..

‘Ne Senle Ne Sensiz’ ekibi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fatih Gülnar: Öncelikle mayanın tutması lazım. Akla Kara Tiyatro’da  biz gerçekten tutturduk. Çok iyi anlaşıyoruz. Sahne üzerinde anlaşmak, karşındakinin elektiriği alabilmek önemli.. Verebilmek ve onu alabilmesi… Bütün arkadaşlarım oyunu seviyor.

Son söz yönetmeni Savaş Özdural’ın. ‘Ne Senle Ne Sensiz’ oyununu nasıl seçtiniz ? Seyirci bu oyunda neler bulacak? Neden sezonu komedi ile başlatıyorsunuz?

Savaş Özdural: Aslında komedi daha fazla talep aldığı için önde. Yoksa yaptığımız her oyunun kalite alarak biçim olarak arkasındayız. ‘Ne Senle Ne Sensiz’ 22. oyunumuz. Akla Kara Tiyatro’nun oyunlarının Hiçbiri eleştirmenlerden olumsuz bir eleştiri almadı. Çok farklı oyunları sahneye çıkardık. Bu sezon da farklı tarzda oyunlar devam edecek. Her dönem Ekim ayında iki ya da üç oyunla birlikte perdelerimizi açardık. Bu sene diğer şirketimizin yoğunluğundan dolayı biraz sıraya koyalım dedik. Once komedi, bir iki ay sonra diğer tarz oyunlarımız perde yapsın. Oyuna gelince; çok sevdiğimiz arkadaşımız Hilal Çelenk yazdı. Bizim tiyatromuzda ilk defa oyunu oynayacak ama üçüncü oyunu. Bu sene ilişkiler üzerine bir komedi yapalım istemiştim. Hilal’le bir araya geldik. Çok keyifli bir metin yazdı. Provalarda da biraz köpürtüyoruz. Seyirci sahnede kendisini bulacak. Oyunda doğru değerler var. yanlışa giden sonra yanlıştan dönülen noktalar var. Seyirci kendi ilişkilerini düşünüp yanlış bir şey gördüm ben de bu yanlıştan dönebilirim diyebilirse, bizim de 5-6 senedir devam ettiğimiz ulaşmak istediğimiz noktalaları yakalamış

Kadroyu nasıl kurdunuz?

Savaş Özdural
Savaş Özdural

Savaş Özdural: Dört kişilik bir ekibimiz var. Buket ile Fatih ile uzun yıllar beraber çalıştık. Yosi ve Zeynep ile ilk defa bu sene bir araya geldik. Özel hayatlarında birbirlerini çok eskiden tanıyan dostlar hepsi. Bunun getirdiği çok ciddi keyifli bir ortam var. Hepimizin farklı oyunlardan, topluluklardan, televizyonlardan edindiğimiz bir birikim var. Bu birikimi sahneye taşımaya çalışıyoruz. Bu nedenle oyun biraz da provalar sırasında gelişiyor diyebilirim.

Hem yönetmen hem oyuncu olarak komedi ile dram arasında ne gibi farklar olduğunu düşünüyorsunuz?

Savaş Özdural: Bir oyuncu her şeyi oynar. Komedi bir zamanlama meselesidir. Dramda bir zamanlama meselesidir ama komedi daha zamanla orantılıdır. Iyi komedi oyuncusu prova esnasında o zamanlama noktasını bulup yönetmen ve diğer arkadaşları ile beraber o zamanlamayı ortaya koyabilen oyuncudur. Aynı dramda olduğu gibi. Dramda da bir duyguyu ezberlersiniz ama onun bir zamanlaması vardır. Oyun boyuncu o duyguyu belirli yerlerde göstermeniz gerekir. Aslında oyunculuk dediğiniz şey zamanlamayı ezberlemektir. Bu komedi olabilir, dram olabilir farklı bir oyun türü olabilir. Bütün bir 15 dakika boyunca seyriciyi güldüremezsiniz. önce hızlı bir giriş. Sonra bir duraksama daha sonra belirli aralıklarla güldürürsünüz. Bunun matematiği böyle işler.

Röportaj:Sabit Doğan

www.dirensanat.com

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.