ARDA AYDIN’DAN TOKAT GİBİ CEVAP

0

Neden bu insanların oynadığı oyunlar, Şehir Tiyatroları’nda kapalı gişe oynadı? Yani herkes yanıldı da, bir tek buna karar verenler mi yanılmadı?

Geçtiğimiz hafta İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan altı kadrolu ve 20 kadar sözleşmeli sanatçının açığa alınmasına Oyuncu Arda Aydın’dan tokat gibi bir cevap yazısı geldi.

Oyuncu Arda Aydın Meslektaşlarına sahip çıktığı yazısında Kendisi ile birlikte hiçbir sanatçı arkadaşının asla darbe taraftarı olmayacağını, ömürleri boyunca bütün darbelerin en ağır mağduru olduklarına değindi. Tiyatronun birleştirici ve bütünleştirici gücüne inandıklarını belirtti.

Arda Aydın istanbul Şehir Tiyatrolarında yıllarca kapalı gişe oynayan akıllarda kalan bir çok oyunda yer aldı. Bazıları ; Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, İstanbul Efendisi, Galiloenin yaşamı, Bir Yaz gecesi Rüyası,Lüküs Hayat, Keşanlı Ali Destanı, Devr-i İstanbul, Tekrar Çal Sam, Buluşma Yeri … Başta Sadri Alışık oyuncu Ödülleri ve Afife Tiyatro Ödülleri’nde en iyi oyuncu ödülü aldı.

Oyuncu hakkında wikipedia’dan aldığımız bilgileri yazının sonunda okuyabilirsiniz.

mesut-insanlar-fotografhanesi-tokat gibi cevap
Arda Aydın’ın Mesut İnsanlar fotoğrafhanesi oyunundan seyirciler ağlayarak çıkmışlardı.

Arda Aydın’ın “Bu ne yaman çelişkidir annem?” diye şaşırtan; halka güzel şeyler vermek adına gece gündüz çalışmalarının karşılığında….  seyircilerinin, anlam veremediği olumsuz tepkileri

Arda Aydın: “ O zaman neden bu insanların neredeyse tamamı oynadıkları oyunlarla ödüller aldılar, aday oldular? Neden bu insanların oynadığı oyunlar, Şehir Tiyatroları’nda kapalı gişe oynadı? Yani herkes yanıldı da, bir tek buna karar verenler mi yanılmadı? Neden hala tiyatronun birleştirici gücü yadsınıyor ya da neden hala tiyatronun birleştirici, bütünleştiriciliğinden çekiniliyor? Bu ne yaman çelişkidir annem?

ARDA AYDIN

“1960, 1980 darbeleri, ve bu zamana kadar gerçekleştirilmeye çalışılan darbe denemeleri, muhtıralar vesairelerle her zaman karşı karşıya kaldı Şehir Tiyatroları, Darülbedai! Hep zarar gördü, hep üstesinden geldi. Çünkü doğruydu, doğruyu söyledi. Belki bir insanın söyleyebileceği en beylik laftır bu ama doğrunun her zaman ortaya çıkmak gibi bir tuhaf huyu vardır. Bunu hep yaşadık, gördük. Burada da doğru elbet ortaya çıkacak. Peki ya bize bunu layık görenler? Onlar nasıl rahat uyuyacaklar bundan sonra? Vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum onları. Biz her daim Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, gerçek anlamıyla demokratik bir hukuk devleti olduğuna inanmaya ve Atatürk’ün ilkeleriyle yürümeye devam edeceğiz. Her zaman ve her koşulda Cumhuriyet’in ve Demokrasi’nin tarafında olmaya devam edeceğiz. Biz her daim gülmeye, hem de çok güzel gülmeye, o pek çoğunuzun gördüğü fotoğraftaki gibi bize yakıştırılan saçmalığı almaya giderken güldüğümüz gibi gülmeye devam edeceğiz. Bize yakışan da budur…”

Arda Aydın’ın sanatındibi.com sitesinde yayınladığı yazısını aynen aktarıyoruz.

ARDA AYDIN
ARDA AYDIN

Şimdi bir kez daha yazacağım ve son kez yazacağım bu süreç sonlanana kadar, sonuçlanana kadar. Sonuçlandığı zaman için iki ayrı yazım var cebimde zaten ama bu, ne bileyim, biraz serzeniş yazısı belki de. Söz gümüşse sükut altındır diyip susmayacağım, aksine biliyorum ki bizim sözümüz altın değerindedir. Böyle olmasa isterler mi susmamızı? Böyle olmasa bakarlar mı sözlerimize ya da daha doğru bir tabirle takarlar mı söylediklerimizi?

Bir takım mecralarda yazıyoruz hepimiz aklımız yettiğince. İyi gitmeyeni söylüyoruz, iyi gideni yazıyoruz vesaire. Sahneye çıktığımız, tv’de göründüğümüz, sinemada oynadığımız, bir takım yayınlara ses verdiğimizden merak ediliyoruz, bu gerçek; takip ediliyoruz. Sadece merak eden, beğenen değil takip edenler elbette. İşi bu olanlar da yapıyor bunu. İşi sadece takip edip not almak olanlar. Normal şartlar altında bu not alanların hiç de ilgisini çekmeyecek olan bu paylaşımlarımız, gerçekten merak edenlerin ilgisini çektiği, meraklarını celb ettiği ve naçizane fikir yürütmelerle bezeli olup, fikir yürütmeye sebep olduğunda, birileri bunları takip edin ve not alın diyiveriyor. Yoksa hangi akıl Sevinç gibi sözü ortada, düşüncesi net, cumhuriyetin temel ilkelerini şiar edinmiş bir aktristi ortaya çıktığı anda yok edilmesi gereken ve yediği naneler gün gibi ortada olan bir cemaat bozuntusuyla ilişkilendirebilir? Hangi akıl 12 Eylül’de darbenin hasını yemiş, ülkesini terk etmek zorunda bırakılmış, insan onuru adına mücadeleyi bırakmayan Ragıp Ağabey’i onursuz bir yapıyla yan yana düşünebilir?

sanatcılardan-ortak-bildiri

Hangi hangi akıl 12 Eylül darbecileri tarafından yargılanıp hapis yatmış Kemal Ağabey’i, sahte göz yaşları içinde 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı desteklemiş bir soytarının başını çektiği ne idüğü belirsiz toplamalar ordusuna destek vermekle suçlayabilir? Hangi düşünce hayattaki tek gailesi alaylısı olduğu Darülbedai’nin daha iyiye gitmesi olan, Atatürk’ün adını, imzasını yüreğine kazımış İrem Arslan’ı, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı olan bir irin yuvasına dahil edebilir? Hangi düşünce Mahperi gibi her türlü haksızlığa göğüs germiş, bu ülkenin kurucu ilkelerinden bir adım bile şaşmamış, her ne olursa olsun, her ne haksızlığa uğrarsa uğrasın devletin hakkaniyetine sonuna kadar inanmış bir sanatçısını, terörist yuvası olmuş bir çukura sokmaya çalışabilir? Hangi düşünce, bu kokuşmuş, çürümüş, cuntacı teröristlerin ne olduğunu, ne yapmaya çalıştığını senelerdir anlatmaya çalışan bana, bu yaftayı yapıştırabilir? Hangi düşünce Hüseyin Sorgun’a, tasavvufa gönlünü aklını adamış birine bu terör belasını musallat edebilir? Hangi vicdan sahibi, soruyorum size bunu yapabilir?

Öte yandan 20 kişi var, pırıl pırıl, gencecik, sanatçı, oyuncu arkadaşlarımız! Sadece geçici sözleşmeyle çalıştıkları Darülbedai’den, sadece sahneye çıkmak ve mezun oldukları mekteplerden, sanat mekteplerinden aldıkları diplomalarda, ehil olduklarına karar verilen işlerini yapabilmek adına üç kuruş maaşa talim ederken, o her şeye rağmen imzaladıkları sözleşmelerin içinde yazan bir “performans düşüklüğü” ibaresiyle işine son verilen 20 arkadaşımız? Kim söyleyebilir tamamen sübjektif bir değerlendirmeye tabi tiyatro sanatında bu insanlara performansın düşük diye? O zaman neden bu insanların neredeyse tamamı oynadıkları oyunlarla ödüller aldılar, aday oldular? Neden bu insanların oynadığı oyunlar, Şehir Tiyatroları’nda kapalı gişe oynadı? Yani herkes yanıldı da, bir tek buna karar verenler mi yanılmadı? Neden hala tiyatronun birleştirici gücü yadsınıyor ya da neden hala tiyatronun birleştirici, bütünleştiriciliğinden çekiniliyor? Bu ne yaman çelişkidir annem?

1960, 1980 darbeleri, ve bu zamana kadar gerçekleştirilmeye çalışılan darbe denemeleri, muhtıralar vesairelerle her zaman karşı karşıya kaldı Şehir Tiyatroları, Darülbedai! Hep zarar gördü, hep üstesinden geldi. Çünkü doğruydu, doğruyu söyledi. Belki bir insanın söyleyebileceği en beylik laftır bu ama doğrunun her zaman ortaya çıkmak gibi bir tuhaf huyu vardır. Bunu hep yaşadık, gördük. Burada da doğru elbet ortaya çıkacak. Peki ya bize bunu layık görenler? Onlar nasıl rahat uyuyacaklar bundan sonra? Vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum onları. Biz her daim Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, gerçek anlamıyla demokratik bir hukuk devleti olduğuna inanmaya ve Atatürk’ün ilkeleriyle yürümeye devam edeceğiz. Her zaman ve her koşulda Cumhuriyet’in ve Demokrasi’nin tarafında olmaya devam edeceğiz. Biz her daim gülmeye, hem de çok güzel gülmeye, o pek çoğunuzun gördüğü fotoğraftaki gibi bize yakıştırılan saçmalığı almaya giderken güldüğümüz gibi gülmeye devam edeceğiz. Bize yakışan da budur…

HAYATI

1 Mart 1979 tarihinde Ankara ‘da doğmuştur. İlkokul,ortaokul ve liseyi Ankara ‘da okuduktan sonra 1998 yılında İstanbul ‘a yerleşmiştir. 1999 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünden 2003 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Şehir Tiyatroları ‘nda oynamaya başlamıştır. Ankara ‘da başladığı seslendirme çalışmalarını İstanbul ‘da sürdürmektedir. Çok sayıda reklam filmi ve ünlüyü seslendirmiştir. Devlet Tiyatroları tarafından repertuvara alınan Köpekler adlı oyunu bulunmaktadır. Oyuncu ve seslendirme sanatçısı Sezai Aydın‘ın oğludur.

Rol Aldığı ve Yönettiği Oyunlar

Ödülleri

  • 9. Direklerarası (Lions) seyirci ödülleri Kerem Yılmazer Genç Yetenek ödülü- Tekrar Çal Sam oyunuyla
  • 11. Direklerarası (Lions) seyirci ödülleri Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu- Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi oyunuyla
  • 17. Sadri Alışık Tiyatro&Sinema Oyuncu Ödülleri Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Adayı- Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi Oyunuyla
  • 19. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Adayı- Bir Yaz Gecesi Rüyası oyunuyla
  • 20. Sadri Alışık Tiyatro&Sinema Oyuncu Ödülleri Müzikal Komedi Dalında Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu- Bir Yaz Gecesi Rüyası Oyunuyla
  • Taksim-Bebek Rotary Kulübü Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu- Ölü Adamın Cep Telefonu ve Bir Yaz Gecesi Rüyası oyunlarıyla

Seslendirme Yaptığı Filmler

Rol Aldığı Diziler

Rol Aldığı Reklamlar

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.