PERŞEMBE SİNEMASI

0

Perşembe Sineması, Mayıs’ta SALT Galata’da Devam Ediyor
SALT tarafından Garanti Mortgage desteğiyle hazırlanan Perşembe Sineması bu yıl, devasa ölçekte uluslararası organizasyonlar olan dünya fuarları, dünya kupaları ve olimpiyat oyunlarının şehirlere etkilerine odaklanıyor. Gösterimler Mayıs ayında Güzel Oyun (The Beautiful Game), Koşma, Yürü (Walk, Don’t Run), Bugün Neler Yaptın Mervyn Day? (What Have You Done Today Mervyn Day?), Paris Belle Époque adlı filmlerle devam ediyor

Perşembe Sineması, dünya fuarları ve kupaları ile olimpiyatların, düzenlendikleri şehirlere geçici ve kalıcı etkilerinin izini sürüyor.

  

 7 Nisan-23 Haziran

SALT Galata, Oditoryum

 

Perşembe Sineması bu yıl, devasa ölçekte uluslararası organizasyonlar olan dünya fuarları, dünya kupaları ve olimpiyat oyunlarının şehirlere etkilerine odaklanıyor. Kurgu ve belgesel 24 filmden oluşan program, Nisan-Haziran ve Eylül-Aralık aylarında SALT Galata’daki Oditoryum’da gerçekleştirilecek.

 

İlki 1851’de Londra’da, “Büyük Sergi” adıyla düzenlenen dünya fuarları, başlangıçta tarım, endüstri ve sanat alanındaki gelişmelerin bir arada sunulduğu sergilerdi. Özünde ilerleme fikrine dayalı fuar temaları, zaman içerisinde ulaşım, iletişim, enerji ve uzay gibi yenilik ve gelişime açık alanların yanı sıra barış, çevre ve gıda gibi aciliyet arz eden konulara eğildi. Tarihi dünya fuarlarının çok öncesine, Antik Yunanistan’a uzansa da, modern olimpiyat oyunları ilk kez 1896 baharında Atina’da yapıldı. Olimpiyatların manevi gücü, yoğun bir rekabet sonucu kazanılan başarıların ülkelere saygınlık kazandırmasından gelir. 1930’da olimpiyat oyunlarından ayrılarak bağımsız bir organizasyona dönüştürülen Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Dünya Kupası ise, kitlelerin futbol tutkusundan beslenir.

  

 Dünya fuarlarının geçmişte gözleri kamaştıran başarısı, yarattıkları yeni gelecek umuduna; olimpiyatların evrenselliği, ulusların karşılaşma arzusuna; dünya kupalarının heyecanı, ezelî rekabete dayanır. Bu organizasyonların yüzyılı deviren devamlılıkları, kuşkusuz çeşitli politik ve ekonomik motivasyonlara bağlı. Ancak, 21. yüzyıla gelindiğinde, geçici etkinliklerin şişirilmiş maddi imkânlarla, düzenlendikleri şehirleri hızla ve haksızca biçimlendirmesi fikrine karşı sesler yükselmeye başladı. Demografik açıdan kırılgan çeper mahallelerinde, mevcudu silerek geliştirilen planlar ve kâr beklentisi karşılığında yapılan yatırımların gerçekte topluma yüklenen ekonomik zararı güncel tartışmaların başını çekiyor.

 

No Boston Olympics [Boston Olimpiyatlarına Hayır] adlı aktivist oluşum, şehrin 2024 Yaz Olimpiyatları adaylığından çekilmesiyle sonuçlanan etkili bir kampanya yürüttü. PyeongChang’in kazandığı 2018 Kış Olimpiyatları yarışında da, Almanya Yeşiller Partisi Münih’in adaylığını desteklememişti. “Feeding the Planet, Energy for Life” [Gezegeni Beslemek, Hayata Enerji] temasıyla Milano’da düzenlenen EXPO 2015’in açılışı, 30 bin kişinin katıldığı bir yürüyüşle protesto edildi. Uluslararası basında, 2022 Dünya Kupası için Katar’da yaptırılan inşaatlarda yılda 400 ila 600 işçinin öldüğüne dair haberler çıkıyor. Perşembe Sineması programındaki filmler, söz konusu güncel tartışmalar kadar, şehirliler için bir mücadele alanına dönüşen bu büyük organizasyonların tarihsel arka planını ve popüler kültürdeki yerini inceliyor.

 

 

Perşembe Sineması, Garanti Mortgage tarafından desteklenmektedir. Program kapsamındaki belirli gösterimler, British Council, Goethe-Institut İstanbul ve İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin iş birliğiyle gerçekleştirilmektedir.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikGÖRME YERİ’NDEN SON İKİ OYUN
Sonraki İçerik27. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ BAŞLIYOR:
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan