GÖRME YERİ’NDEN SON İKİ OYUN

0

KİMSEYE BİRŞEY SÖYLEMEYECEĞİMSEZONUN SON İKİ OYUNU
 ‘Yolda yürürken birisi sizi kenara çekip boğazınıza bir bıçak dayasaydı ve…’

 

Görmeyeri ikinci oyunları ‘Kimseye Birşey Söylemeyeceğim’ seyirci ile buluşmaya devam ediyor. Yazarlığını ve yönetmenliğini Uğur Küçükdağ’in üstlendiği oyun 10 /23 Mayıs akşamları saat 20.00’da Hayal Perdesi Beyoğlu sahnesinde görülebilir.

Oyun, gece geç bir saatte gelen bir telefonla başlar. Bir kadın evinin önünde saldırıya uğrar. Evinde karısının dönmesini bekleyen adamın hiçbir şeyden haberi yoktur. Telefon konuşması dakikalarca sürer. Kadın onu izleyen şahitlerin gözü önünde yardım ister. Telefon konuşması gittikçe tuhaf bir hal alır. Kadın yürüyemiyor, yardım bile isteyemiyordur. Evde bekleyen adam telefondan gelen sesin dışında bir şey düşünmüyor, düşünemiyordur.

Zamanın geriye doğru aktığı, birbiri içine girdiği, belki görmekten ve duymaktan kaçacağınız, kimseye söylemek istemeyeceğiniz oyun…

görmeyeri sanat topluğunun yapımı “Kimseye Birşey Söylemeyeceğim” 1964 yılında Amerika’da gerçekleşen Kitty cinayetinden esinlenerek yazılmış ve kurgulanmış bir hikâyeye sahip. Yapımın ilgi çeken diğer yanlarından biri de, Türkiye’de kadın cinayetlerinin gün geçtikçe arttığı bu dönemde seyirci etkisi sendromuna bir tiyatro oyunu ile yaklaşılıyor olması.

 Aslında ‘Kimseye Birşey Söylemeyeceğim’ için söylenebilecek çok şey yok. Seyretmek için salonda yerinizi aldığınızda anlatmaya çalıştıkları şeye dönüşeceksiniz. Psikoloji tarihi 50 yıl önce buna “Seyirci Etkisi(Bystander Effect)” dedi. Topluluğun söylediği ise;

“Aklınızdan 45 dakika tutup bitene kadar gözlerinizi

kapatmayın! Ve lütfen çıktıktan sonra kimseye bir şey

söylemeyin…”

 
   Tek perde olan oyun son iki gösterimiyle 10/23 Mayıs akşamları saat 20.00’da Hayal Perdesi Beyoğlu sahnesinde görülebilir…

Tek Perde, 70 Dakika Versiyon 01

Yazan & Yöneten

Uğur Küçükdağ

Oynayanlar

Nihan Aypolat

Ersin Arıcı

Ilgım Bakkaloğlu

Dekor Tasarımı

Büşra Şen

Kostüm Tasarımı

Öz Demir

Müzik

Bulb, John Beltran, The Dead Company

Video & Görüntü Tasarımı

Ayşenur Vatansever

Teaser & Fragman

Umut Aktaş

Yönetmen Yardımcıları

Burcu Sövmen

Okan Demir

Basın Danışmanı

Melek Küçükdağ

Ayrıntılı bilgi,

www.gormeyeri.com

Biletler Biletix ve sahne gişesinde.

Rezervasyon ve Gişe: 0212 245 10 48

Adres: Meşelik Sok. No:10 Taksim / İstanbul

PAYLAŞIM
Önceki İçerikYAVUZ PAK VE PINAR ÇEKİRGE’DEN ‘BAŞKA DÜNYA’ DEĞERLENDİRMESİ
Sonraki İçerikPERŞEMBE SİNEMASI
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan