HAMİ ÇAĞDAŞ: HİÇ İSTENMEYEN OLDUNUZ MU?

0

Önce diplomasiden başlayalım, bulunduğunuz ülkenin politikasına uymazsanız, aykırı davranırsanız ‘Persona non grata’ ilan edilirsiniz yani ‘istenmeyen kişi’sinizdir artık. Eğer ailede, apartmanda, mahallede biraz aykırıysanız ‘istenmeyen’sinizdir… Kolay değildir bu duyguyu sindirmek. Önceleri yüzünüze söylenmez ama hissettirilir; kaçamak bakışlar, arkanızdan fısıldaşmalar, aksilenmeler, bir zaman sonra açık açık yüzünüze söylenen laflar. Bunlar da yetmezse şiddet gelir, kolluk kuvvetleri çağrılır. Eğer istenmeyen iseniz onlar da sizi istemeyecektir… Bu böyle sürer gider.

HAMİ ÇAĞDAŞ mail:hcagdas@hurriyet.com.tr
HAMİ ÇAĞDAŞ 
‘İstenmeyen’ oyunu bu duygunun farklı süreçlerini, değişik türlerini doksan dakikaya sığdırıyor. Ceren Ercan ile Gülce Uğurlu’nun yazdığı metin bu ilişkileri çok net bir biçimde sahneye taşımakta. Oyun henüz adını bilmediğimiz Barış’ın (Deniz Celiloğlu) Amerika’dan İstanbul’a dönüşü ile başlıyor. Talihsiz bir gün geçmiştir. Barış ortalığın toz duman olduğu 31 Mayıs 2013 gününü… Bir türlü Taksim’i geçip  evinin olduğu Kurtuluş’a ulaşamaz. Her yer yasaktır, ülkesinde ‘istenmeyen’ oluşu orada tadar. Polisler ‘neden geldin’, ‘niçin buradasın’ sorularıyla, tacizleriyle orada olmasını istemediklerini gösterirler. Dönülen yer gidilen yer değildir, başka bir ülkeye gelmiş gibidir. Zar zor evine ulaşır ama onu bir sürpriz beklemektedir:  Kızkardeşi Bahar (Gülce Uğurlu) kocası Mısırlı pilot Khaled (Bedir Bedir) ile bu eve yerleşmiştir…

Oyun zaman zaman geri dönüşlerle değişik ‘istenmeyen oluşları’ çakıştırıyor ya da paralel hale getiriyor. Taksim’de bunlar olurken Khaled’in ülkesi Mısır’da Tahrir Meydanı olayları yaşanıyordur. Khaled ile evlenen Bahar Mısır’da yapamaz, farklı kültürde oluşu Khaled’in ailesi tarafından hoş karşılanmaz, orada istenmiyordur. Khaled Amerika’da okumuştur. O da istenmediği için Mısırlı arkadaşlarıyla yaşar. Onun aksine yine Amerika’da okuyan Barış Ortadoğulularla kalmış ama bir türlü onlarla uyuşamamıştır. Aslında Amerika’da hiç rahat edememiştir. Aileden istedği parayı kızkardeşi benim de payım var diyerek engellemiş, o da istediği okula gidememiştir. Barış da istenmeyendir. Eve döndüğünde Khaled ona Amerika’daki ev arkadaşlarını hatırlatır. Evinin eski düzenini arar, çünkü bu yeni düzen onu yabancı kılmış ve istenmeyen durumuna düşürmüştür. Öte yandan bir Mısırlı-Arap odasını işgal etmiştir. Yıllar önce bıraktığı eşyasını ararken kayıplarda istenmeyen eşyadan onu ve bunca insan varken bir Mısırlı- Arap ile evlenen kızkardeşini sorumlu tutar.

istenmeyen-3istenmeyen-2

Khaled ise doğacak çocuğunu burada büyütmeyi istememektedir. Burada sürekli perdeleri kapatmak zorundadır. Karısı ile kardeşinin arasındaki gerilim onu da etkiler. Zaman zaman Tahrir’e ve Amerika’ya döner. Aslında o da Barış gibidir Amerika’dan döndüğünde ülkesinde o da ‘istenmeyen’ olmuştur. Ancak Tahrir’de kendisini bulabileceğine inanır.

Ev artık bu üçlü için bir cehenneme dönmüştür. Peki cehennemi yaratan kimdir? Her üçü de yaşadıkıları ‘istenmeyen olma’ları hatırlar ve bunun kabahatini bir diğerinde arar…

Ceren Ercan oyunun yazarı da olduğu için başarılı bir sahneleme uygulamış. İstenmeyenliğin paralelliklerini sahnede yansıtabiliyor. Aslı Ersüzer’in tasarladığı hareketli odacıklardan ve bu odacıklara yerleştirilmiş kutulardan oluşan dekor, çok farklı mekânların oluşturulmasına imkân veriyor.

Oyuncuların üçü de hem ilişkileri hem de kim ve ne olduklarını sahnede ustalıkla yansıtıyorlar. Ama Bedir Bedir daha bir öne çıkıyor. Özellikle konuşmasıyla istenmeyen olmanın bir başka boyutunu gösterme başarısıyla. Genel kanı aksine aksanını oyunun ana fikrine uygun buldum. İstenmeyenler her şeylerini dözeltebilirler uyum sağlarlar ama en çok dillerinde ‘falso verirler’. Onlar “ne biçim konuşuyorlar”dır. “Ya, iyi hoş ama konuştuğu da anlaşılmıyor”dur… Ayrıca iki sahnede; biri her ‘istenmeyen’in sığınağı otel odalarını anlatırken, ikincisi de arabasındaki kanları temizletirken gerek vücut diliyle gerekse mimikleriyle yarattığı sahneler her türlü övgüyü hak ediyor.

‘İstenmeyen’ mutlaka görülmeli… Yaşadıklarımızı daha iyi anlamak, istemediklerimizi tanımayı, kucaklamayı öğrenebilmemiz için…

HAMİ ÇAĞDAŞ

www.dirensanat.com

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.