‘HAYVAN ÇİFTLİĞİ’ BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROSU’YLA SAHNEDE

0

George Orwell Hayvan Çiftliği romanını 1943 yılında yazmaya başlar. İngiliz yazar 1945’te eserini tamamladığında, insanlık totaliter rejimler altında tarihin en karanlık sınavlarından birini büyük kayıplar yaşayarak vermiştir.

Hayvan Çiftliği‘nin; Sovyet Rusya’da Marksizmi odağına alan “Komünist Devrim” fikrinin Stalin döneminde nasıl bir sömürü düzenine ve diktatörlüğe dönüştüğünü anlatmak için yazıldığı yönünde yorumlar yapılmıştır. Orwell; aynı zaman dilimi içinde Hitler, Franco, Musolini ve Stallin’i vareden koşulları iyi okumuş bir yazar olarak aslında eleştirel bir dille çağının ruhunu yansıtmıştır. Çoğunluğu kucaklayan söylemler üreterek yükselen bu hareketler başlangıcında, Fransız İhtilali’nin de temel ilkeleri olan; özgürlükeşitlik ve kardeşlik fikrine yaslanırlar. Ancak; ‘İhtilal Satürn gibidir kendi evlatlarını yer.’

Orwell’ın ideal bir toplum fikrine ulaşmaya çalışan hayvanların yaşadıkları süreci anlatırken açığa çıkardığı temel çatışmalar zeminindeki tarihsel perspektif ne olursa olsun geçerliliğini sürdürüyor. Bunun bir diğer güçlü nedeni fabl tekniği kullanılarak yazılan romanın, sert bir bakışla şekillendirilmiş olan politik içeriğini masalsı bir estetik ile aktarıyor olması. Bu zıtlık, romanı tiyatroya uyarlamak ve sahne estetiğine dönüştürmek için de oldukça zengin bir malzeme sunuyor.

Peter Hall’un uyarlamasını yaptığı, Emrah Eren’in yönettiği kara komedi türündeki müzikal; Orwell’ın anı ve denemelerini de esas alarak madencilerin, lağımcıların ve hizmetçilerin dünyasına uzanan farklı bir Hayvan Çiftliği yorumu.

 

Oyunda totaliterizmin propaganda dilini kullanarak nasıl yükseldiğine ve zaman ilerledikçe baskı atmosferini nasıl arttırdığına yönelik bir vurgu mevcut. Ancak sahnelemede tüm bu atmosferin içinde öncelikli olarak görünür kılınan, metnin bugün de güncelliğini koruyan en temel meselesi olarak; zor şartlarda, riskli işlerde, çok çalışıp az kazananlar.

Bu kez sahnelemede, George Orwell da bir karakter olarak seyirci karşısına çıkıyor. Orwell, beş parasız bir halde yoksulların ve hizmetçilerin arasına karıştığı gençlik günlerinden insan hikayeleri anlatıyor bize. Onların arasında ama onlardan olmayan biri… Orwell’ın gençlik anılarını bu mesafeden dinlemek Hayvan Çiftliği’ni yazan yazarın bakış açısını sorgulamaya açarak romana sahne üzerinde yeni bir yorum getiriyor.

Yazan: George Orwell
Uyarlayan: Peter Hall
Çeviren: Özge Kayakutlu
Yöneten: Emrah Eren

Müzik: Richard Peaslee
Dekor: Barış Dinçel
Kostüm: Sadık Kızılağaç
Işık: Yakup Çartık (Devlet Tiyatroları Gn.Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz.)
Koreograf: Cihan Yöntem
Müzik direktörü: Tolga Çebi
Dramaturg: Ceren Ercan
Korrepetitör: Kıymet Berrak
Şarkı Sözleri: Faruk Üstün
Bayrak Tasarım: Ethem Onur Bilgiç
Plastik Makyaj Tasarım & Uygulama: Dükkan-ül Hayal
Yardımcı Yönetmen: Şirin Asutay
Reji Asistanları: Emre Koç, Yunus Emre Kılınç
Kostüm Asistanı: Suzan Erbilgin
Korrepetitör Asistanı: Gülru Pekdemir

OYUNCULAR:

O. : Levent Tülek
Napolyon: Alican Yücesoy
Snowball: Ali Aziz Çölok
Squealer: Cihan İnan Bekar
Minimus: Gözde Ayar
Mollie: Esra Pamukçu Bozkurt
Clover: Esra RuşanKızılgök
Boxer: Mustafa Sercan Yener
Oldmajor& köpek 1: Faruk Üstün
Bay Jones& köpek 2: Cumhur Arat
Benjamın: Ali Kil
Hastabakıcı: Burç Ara
Moses&Whymper: Kadir Hasman
Koyunlar & İnekler & Tavuklar: Emel Turan,ÖzgeÇatak,EdaÖzdemir,KadirHasman

Orkestra:

Kıymet Berrak, (piyano),
Burcu Özbak Cebeci ,(1. Keman),
Nilay Sancar, (2. Keman),
Çağlayan Çetin ,(viyolonsel),
Ebru Mine Sonakın ,(klarinet),
Aykut Yıldırım, (bas gitar),
Ersin Toz ,(klasik gitar),
Melih Yüzer, (bateri),
Mehmet Boyacı (kanun),
AdemElkaya (ud),
Harun Koç (perküsyon),

• O.’nun metinleri George Orwell’ın “Paris ve Londra’da beş parasız”(Çeviren: Z. Zühre İlkgelen, İthaki Yayınları), “Neden Yazıyorum”(Çeviren: Levent Konca, Sel Yayıncılık) ve Kitaplar ve Sigaralar”(Çeviren: Levent Konca, Sel Yayıncılık) adlı eserlerinden alıntılanmıştır.

www.dirensanat.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerikİSTANBUL ŞEHİR TİYATROLARI'NDA BU HAFTA
Sonraki İçerik'HAYVAN ÇİFTLİĞİ' BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROSU'YLA SAHNEDE
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan