ŞEHİR TİYAROLARI’NDAN YENİ OYUN; ÖLÜ ORDUNUN GENERALİ

0
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 2014 – 2015 tiyatro sezonunu sahnelemeye başladığı yeni oyunlarla zenginleştirmeye devam ediyor.
Şehir Tiyatroları’nın Shakespeare’ den Çehov’ a, Musahipzade Celal’ den Nazım Hikmet’ e uzanan repertuvarına eklenen yeni oyun ise İsmail Kadare’nin “Ölü Ordunun Generali” adlı eseri oldu.İsmail Kadare’ nin 1964 yılında yazdığı romanından aynı adlaYeton Neziray tarafından sahneye uyarlanan “Ölü Ordunun Generali” bitmiş bir savaşın insan ve toplumlar üzerinde devam eden yıkıcı etkileri üzerine odaklanıyor. 2. Dünya Savaşı’nın üzerinden yirmi yıl geçmiştir. Uluslararası bir anlaşmayla ölü askerlerin kimlikleri ülkelerine geri götürülebilecektir. Ölen askerlerin kemiklerini ülkelerine götürebilmek için görevlendirilen general ve rahibin Arnavutluk’ta başlarından geçenler… Bir yanda çocuklarının kemiklerini acı ve özlem içinde bekleyen anneler diğer yanda çocuklarını öldüren düşmanla karşı karşıya kalan bir halk.Nurullah Tuncer’in rejisiyle sahneye taşınan oyunda Müge Akyamaç, Göksel Arslan, Musa Arslanali, Şevket Avşar, Ö. Barış Bakova, Ayşen Çetiner, Direnç Dedeoğlu, Pınar Demiral, Mevlüt Demiryay, Özgür Dereli, Ozan Gözel, Hakan Gümüş, Seza Güneş, Orhan Hızlı, İlhan Kilimci, Aslı Narcı, Irmak Örnek, Selçuk Soğukçay, Alp Tuhan Taş, Selçuk Yüksel rol alıyor.Çevirisi Bilge Emin, dramaturjisi Hatice Yurtduru, sahne tasarımıM. Nurullah Tuncer, kostüm tasarımı Tomris Kuzu, hareket tasarımı İlyas Odman, müzik tasarımı Cenap Oğuz, ışık tasarımıCengiz Özdemir, efekt tasarımı Özgür Yaşar İşler, fotoğrafları iseAhmet Çelikbaş’a ait oyun 28 – 31 Ocak 2015 tarihleri arasındaÜsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde…
PAYLAŞIM
Önceki İçerikYılın Beklenen Yerli Yapımı Çekmeceler, If İstanbul’da Açılıyor
Sonraki İçerikYAŞAR İLKSAVAŞ: ‘KADINLAR DA SAVAŞI YİTİRDİ’
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan