Bir hazin öykü: Çanakkale Bienali ve Beral Madra

0

Html code here! Replace this with any non empty text and that's it.

Bir hazin öykü: Çanakkale Bienali ve Beral Madra

beral
Hami Çağdaş

FETÖ fırtınası şiddetini yitirdi ya, yeni tartışmalar yaratıp ortalığı bulandırmak için yeni fırsatlar yaratmak gerekiyor. Son olay Çanakkale’de çıktı. Bilindiği gibi 24 Eylül ile  6 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan 5. Uluslararası Çanakkale Bienali’nin ana teması dünyanın gündemindeki en önemli konulardan biri olan, bölgemiz ve kentimiz için ise hayati ve insani bir boyut taşıyan ‘Göç’ olgusuydu.

Bienalin eş küratörü de Beral Madra’ydı. Bienalin hazırlıkları son günlerindeyken AKP  Milletvekili Bülent Turan Beral Madra’nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için sosyal medya hesabında “sığ/zeka yoksunu/sorumsuz” gibi hakarete varan paylaşımlarda bulunduğunu belirterek, Şehrimizdeki bienalin genel sanat yönetmenliği, CHP’den çok HDP savunuculuğuyla bilinen, darbe destekçisi Beral Madra’ya yaptırılmak isteniyor. Bütün toplumu kucaklayan, herkes tarafından kabul görmüş onlarca onurlu sanatçı varken Beral Madra isminde ısrar edilmesinin anlamı nedir? Belediyeyi bu faaliyete destek olmamaya davet ediyoruz. En azından belediye, Beral Madra’nın isminin listeden çıkarılması şartını öne sürebilir. Darbe kafalılar sanatçı olsa ne olur, olmasa ne olur?” dediği basına yansıdı.

Bülent Turan’ın demecine yer veren gazete 1980’lerde İstanbul Bienali Koordinatörlüğü’nü de yapan arkeoloji öğrenimi görmesine karşın “Küratör – Sanat Eleştirmeni” diye sunulan Beral Madra, Cumhuriyet dönemi bakan torunu, armatör kızı, Ayvalık’lı ünlü Madra Yağları ailesinin gelini… Yaşamı varsıllıkla geçen, kolejlerde okumuş -nasıl oluyorsa- tatlı su solcusu… Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a uyabilir, ancak ne sanata ve ne de Çanakkale’ye uyduğu tartışmalı bir kimlik. “ olarak tanıtıyor Beral Madra’yı.

Bülent Turan, “Her sene düzenlenen Çanakkale Bienali’ne farklı fikirde insanların katılması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak aleni bir şekilde darbe savunuculuğu yapan bir ismin genel sanat yönetmeni olması hem Çanakkale halkına, hem de bienale katılacak olan diğer sanatçılara hakarettir. Açıklanan bienal programında genel sanat yönetmeni olarak ismi geçen Beral Madra, 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu günden itibaren sosyal medya hesaplarından darbeyi meşrulaştıran açıklamalarda bulunmuştur. Türkiye siyasi tarihinde bir ilk olan, iktidar ve muhalefet partilerinin ortak bir şekilde katıldığı tarihi Yenikapı mitingini bu isim utanmazca Nazilerin 1937 Nürnberg mitingine benzetmiştir. Yenikapı mitingine kendi partisinin lideri de katılmış olan CHP’liler acaba bu işe ne demektedir? Bu rezalet karşısında sessizliğini koruyup, ifade hürriyeti perdesi arkasına mı saklanacaklar, yoksa kendi liderlerine de hakaret etmiş olan bu ismin bienalden çıkarılması noktasında tavır mı koyacaklar? Çanakkale halkı bu sorunun cevabını beklemektedir” dedi.

Bu yayınını ertesi günü Beral Madra görevinden istifa etti. Daha sonra da Bienal’in düzenleyicisi olan CABININ (Çanakkale Bienali İnisiyatifi) bir bildiri yayınlayarak Bienali iptal ettiğini duyurdu.

“Çanakkale Bienali’nin açılışına üç haftadan az bir süre kala, odağında sanatın olmadığı bir gündem etrafındaki gelişmelerden büyük üzüntü duyuyoruz. 3. Çanakkale Bienali’nden bu yana genel sanat yönetmenliği ve eş-küratörlük görevini yürütmekte olan Beral Madra, oluşan bu gündem nedeniyle görevinden kendi isteğiyle ayrılmıştır. Çanakkale Bienali İnisiyatifi olarak, 10 yılı aşkın süredir yüzlerce insanın emeğiyle oluşturulan Çanakkale Bienali’ni ve kentimizin kadim değerlerini en saygın şekilde temsil edecek sanatsal çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Fakat içinde sanatın olmadığı gelişmelerin sanatın kendi pratiklerinin önüne geçtiği bu koşullarda, günün gerçekliğinin herkesi kırılganlaştıran atmosferinin de etkisiyle coşkumuzu ve motivasyonumuzu yitirmiş bulunuyoruz. Bu nedenle 24 Eylül tarihinde açılması planlanan 5. Uluslararası Çanakkale Bienali’ni iptal ettiğimizi kamuoyuna üzülerek duyururuz.

Sanatçı, katılımcı, paydaş, bileşen ve destekçilerimize şimdiye kadar gösterdikleri güven, destek ve emekleri için teşekkürlerimizi, derin saygı ve sevgilerimizi sunarız. Aylan Kurdi’nin cansız bedeninin sahilimize vurduğu günün birinci yıldönümünde, Çanakkale Bienali’ne katkı veren herkesin emeklerini ve gerçekleşemeyen 5. Çanakkale Bienali’ni vatansız kalmış tüm insanlara ithaf ediyoruz.”

Bülent Turan’ın TBMM arşivindeki özgeçmişi:

canakkale-bienali-iptal-edildi-182634-5
Bülent Turan

17 Ocak 1975’te Çanakkale’de doğdu. Avukat; Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde yaptı. Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeliğinde bulundu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalıştı. Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde çektiği fotoğraflarla, bu fotoğrafların hikâyelerinden oluşan “Bir Mola” adlı kitabı yayımlandı. 24. Dönemde İstanbul Milletvekili seçildi. Adalet Komisyonu, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve AK PARTİ Grup Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. İyi düzeyde İngilizce bilen Turan, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Türkiye’de çağdaş sanat denildiğinde akla gelen iki üç isimden biri olan Beral Madra’nın en en kısa biyografisi:

beral
Beral Madra

1984’den bu yana 250 yerli ve uluslararası sergiye imza attı. 2007-2010 yıllarında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Görsel Sanatlar Yöneticiliği görevini yürüttü. AICA – Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye Şubesi’ni kurdu ve bugün Onursal Başkanı. 1.ve 2. İstanbul Bienali ve 44., 45., 49. ve 50. Uluslararası Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, 53. Venedik Bienali Orta Asya Pavyonu, 54. Venedik Bienali Azerbeycan Pavyonu küratörlüğü yaptı. Ağustos 2013’te gerçekleşen Alanica 2013-Vladikavkaz, Kuzey Osetya Cumhuriyeti Çağdaş Sanat Sempozyumu ve sergisi, Eylül-Kasım 2013’te ki Fener Rum Kız Okulu’nda Kalliopi Lemos Sergisi için çalıştı. Gazete ve dergilerde yayımlanmış onlarca makalesi bulunuyor. Kitapların yanı sıra çeşitli kataloglarda da yazıları yer aldı.

Ya ne olması gerekiyor:

Bütün bu bilgilerden sonra yazının başına dönelim: Bir bienalin küratörü olmak için bunlar yetmiyor da neler gerekiyor:

Bir kere iktidar partisine ve hükümete övgüler düzeceksiniz. Buna muhalefet liderini de ekleyeceksiniz (Acaba Madra’nın Kılıçdaroğlu’na ilişkin sözlerinin çok daha ağırını Turan’ın partisinin milletvekilleri ve sempatizanı gazeteciler sarfetmedi mi? Bülent Turan’ın bu konudaki düşüncesi ne acaba…) Hele Madra’lanr gibi bir ailenin üyesi olmayacaksınız. (Malum bir elit düşmanlığı alıp yürüdü.) Sırf Beral Madra’ya hakaret etmek amacıyla “Bütün toplumu kucaklayan, herkes tarafından kabul görmüş onlarca onurlu sanatçı varken Beral Madra isminde ısrar edilmesinin anlamı nedir?” derken küratörlük için kimleri öneriyor acaba Bülent Turan? Belki de tanıyıp bildiği biri var da bizim de keşfetmemizi bekliyor…

Aslında işin özü şu. Ya bizdensin ya da değilsin. bizden değilsen, hem FETÖ’cü, hem darbeci, hem vatan haini…. Bu yüzden değil bir destek, su bile yok. Bütün kapılar da kapalı…

Bir yandan da “ileri demokrasi” diyoruz, “ileri” kısmından bugünlerde pek söz edilmese de… Bülent Turan hukukçu. Demokrasi sadece en çok oy alanın kayıtsız şartsız yönetimi midir? Demokrasi özgürlüksüz olabilir mi? Hukukun tarafsızlığı, eşitlik ilkesi olmazsa olabilir mi?

Ne kadar acıdır ki, değerlerimizi böyle harcıyoruz. Siyasetin kara bulutları heryeri karartıyor. Bülent Turan bu çıkışlarla bir iki dönem milletvekilliğini garanti eder. Ya sonra… Ama bu topraklar kaç Beral Madra yetiştirir. Onun varlığı, kültür sanat dünyamızın temel taşlarından biridir.

Beral Madra, Bienal’in iktidar hışmına uğramaması için bu haberlerin çıktığı gün istifa etti. Bu bile bir ders sayılmaz mı?

Çanakkale, Bienal sayesinde çağdaş sanat alanında dünyada adını duyurmuştu, daha da duyuracaktı. Bu eserlerle karşılaşan, bu sanatçıları tanıyan gençler, üniversiteliler yeni yollar keşfedecek, belki de uluslararası üne sahip bir sanatçı olacaklardı. Onrlarca kişinin emeği ile varolan ve kök salan bir etkinliği kökünden söküp yok ettik.

Son söz muhalefete: Eğer demokrasi istiyorsak sanatçımıza, bizim gibi düşünmeyene de sahip çıkacağız? Öyle değil mi?

Hami Çağdaş

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.